Alkol Kullanımının Zararları


Alkol Kullanımının Zararları

İlköğretim döneminden beri “tüm kötülüklerin anası” olarak öğretilen; sosyal, kültürel, esenlik, din ve psikolojik açıdan sayısız ziyanı bulunan alkol kullanması “kötülük” saçmaya devam ediyor. Alkol bağımlılığından kurtulmak oldukça zor ve meşakkatli bir süreç. Bazı durumlarda bağımlılığın tedavisi imkânsız hale geliyor. Alkolle bağlantılı sağlık sorunlarının ölümle sonuçlanma ihtimali devasa yükseklikte! Yani asla başlamamak en ergonomik ve sıhhatli çözüm. Makalemizde alkolün sağlığa zararlarına mercek tuttuk.

Alkol Kullanmanın Sağlığa Zararları
Şüphesiz, aşırı alkol tüketiminin en büyük ziyanı sağlığa veriyor. Aşırı alkol tüketimi de azca oranda alkol almakla başlıyor. Bu tüketimler de sağlığı tüketiyor. Karaciğerden pankreasa, dolaşım sisteminden sinir sistemine, beyinden üreme organlarına kadar birçok sorunu tetikliyor. En önemli zararları şu şekilde sıralanabilir;

Alkolün en büyük zararı, merkezî sinir sistemi ve beyne verir. Beynin yüzde 17 oranında küçülmesine yol açabilir.
Geçici bir bellek kaybına yol açabilir. Aşırı alkol kullanan bir şahıs alkolü bıraksa bile bir müddet daha bellek kaybı yaşayabilir. Alkolü bıraktıktan sonrasında eski belleğine kavuşabilir.
Kalp damarlarını genişletir. Kalbin emek verme hızını ve tansiyonu yükseltir. Damar sertliğine ve kireçlenmesine neden olur. Az oranda da olsa alkol kullanması kalp hastalığı olasılığını artırır.
Kan dolaşım düzenini bozarak, nüzul ve ani ölümlere yol açabilir.
Geçici olarak kan basıncını düşürebilir; sürekli kullanıldığında kan basıncını yükseltir.
Görme sinirlerini negatif etkiler. Göz sulanması şeklinde birtakım görme bozukluklarına ve ileri düzeyde körlüğe sebep olabilir.
Hazımsızlık, hazım bozukluğu, mide rahatsızlıkları ve iştahsızlığa sebep olur, vücudu şişirir.
Midenin iç yüzeyini örten tabakayı tahriş ederek gastrite ve kusmaya yol açar. Mide zarında yırtıklar, mide ve yemek borusunda iç kanamalar oluşturabilir.
Siroz hastalığına sebep olur. Karaciğeri çok yorar, görevini tam olarak yapması imkansız hale getirir.
Uyku bozukluklarına yol açar. Gece boyu uzun uykudan sonrasında bile sabah bitkin kalkmaya sebep olur.
Böbrek hastalıklarına yol açar. Böbrek iltihapları, sebep olduğu başlıca böbrek sorunlarından biridir.
Aşırı alkol kullanan kişilerde akut yahut kronik pankreas iltihabı görülebilir.
Hamile hanımefendilerin alkol alması, anne karnındaki bebeğin gelişimini bozar.
Alkol kullanıcıların, kullanmayanlara oranla kansere yakalanma riski oldukça daha yüksektir. Özellikle gırtlak, yemek borusu, mide ve pankreas kanserlerine neden olur.
Kanı sulandırır, yaraların geç iyileşmesine sebep olur.
Aklı zaafa uğratır, beyni uyuşturur, irade ve denge kaybı yaşatır.
Sinir hücrelerini zedeler ve el titremesi, felç gibi sorunlara yol açabilir.
Kıskançlık ve unutkanlık benzer biçimde negatif durumlar ortaya çıkarır.
Ruhi ve psikolojik dengeyi bozarak ömür standardını düşürür.
Saldırganlığı ve sertliği körükler.
Alkol almak için ve eski sağlığa kavuşmak için maddi kayıplara neden olur.
Alkol Vücutta Nelere Yol Açıyor?
Alkolün vücudunuz üstündeki zararları, ilk yudumunuzu aldığınız andan itibaren adım atar. Günde bir bardak alkol, genel sağlığınız için büyük zararlar içerir. Alışkanlık arttıkça ancak bir bardak yeterli gelmemeye başlar ve zararları artarak süre gelir. Alkolün vücutta yol açmış olduğu hasarlara göz atalım:

Sindirim ve endokrin bezleri: Çok fazla alkol içmek, pankreas tarafından üretilen hazım enzimlerinin anormal halde aktivasyonuna niçin olabilir. Bu enzimlerin oluşması, “pankreatit” olarak da bilinen iltihaplanmaya ve ciddi komplikasyonlara sebep olur.

İnflamatuvar hasarı: Karaciğer, alkol de dahil olmak suretiyle vücudunuzdaki zararı dokunan maddelerin parçalanmasına yardımcı olan bir organdır. Uzun süreli alkol kullanımı bu işlevini engeller. Aynı zamanda, kronik karaciğer iltihabı ve karaciğer hastalıkları riskini arttırır. Bu enflamasyondan (iltihaplanma) meydana gelen ağır skar (yara) dokusu oluşumu, siroz olarak da bilinir. Yara dokusu oluşması şu demek oluyor ki siroz, karaciğeri tahrip eder. Karaciğer giderek hasar alır ve vücudunuzdan toksik maddelerin atılması zorlaşır.

Karaciğer hastalıkları: Karaciğerdeki hasarlar yaşamı tehdit eder ve toksinler oluşturur. Vücutta zehirli atık oluşumuna sebep olur. Alkolik kadınlarda karaciğer hastalığı riski daha yüksektir. Kadınların karaciğerlerinin alkolü işlemesi daha uzun zaman alır.

Şeker seviyeleri: Pankreas, vücudun insülin kullanımını ve glikoz tepkisini düzenlemeye destek sağlar. Pankreasınız ve karaciğeriniz muntazam çalışmadığında düşük kan şekeri (hipoglisemi) riski yaşarsınız. Hasar gören bir pankreas, vücudun şekeri kullanmak için ehil insülin üretmesini önleyebilir. Bu, yüksek kan şekerine (hiperglisemi) yol açabilir. Vücudunuz kan şekeri seviyesini idare edemez ve dengeleyemezse, şeker hastalığına bağlı daha büyük komplikasyonlar ve yan etkilerle karşılaşabilirsiniz. Bu yüzden aşırı alkol, bilhassa şeker veya hipoglisemi hastaları için çok tehlikelidir.

Merkezi sinir sistemi: Alkolün vücut üzerindeki etkisini görmek için en basit yollarından biri merkezi sinir sistemini nasıl etkilediğini anlamaktır. Alkol, beyinle vücut arasındaki iletişimi azaltır yada bu koordinasyonu daha zor hale getirir. Tekrar dengelemek fazlaca zor olabilir. Merkezi sinir sistemine daha fazla zarar verir. Ayaklarınız ve ellerinizde hissizlik hissi ve karıncalanma hissi oluşturabilir. Beynin uzun soluklu anıları yaşatmasını zorlaştırır. Aynı zamanda düşünme ve akılcı seçimler yapma becerilerini negatif etkisinde bırakır. Zamanla “frontal lob” hasarı; kısaca bilgili düşünmeden görevli bölgenin hasarına yol açabilir. Beynin bu alanı romantik test, kısa vadeli bellek, hüküm ve diğer hayati rollerden mesuldür. Kronik ve aşırı alkol bağımlılığı da kalıcı beyin hasarına sebep olabilir. Bu belleği etkileyen bir beyin bozukluğu olan “Wernicke-Korsakoff Sendromu”na yol açabilir.

Bağımlılık: İçki içen bazı insanlar alkole fiziksel ve romantik bağımlılık geliştirebilir. Alkolden ayrılma zor olabilir ve hayatlarını tehdit eder. Bir alkol bağımlılığını kırmak için çoğu vakit ustalaşmış desteğe gereksinim duyulur. Bağımlılık belirtileri; kaygı, sinirlilik, mide bulantısı, titreme, yüksek tansiyon, gayri muntazam kalp atışı, ağır terleme, nöbetler, halüsinasyonlar (varsanım) ve ruhsal bozukluklardır (deliryum).

Sindirim sistemi: Alkol tüketiminin hazım sistemi üzerindeki negatif etkileri ilk başlangıçta net olmayabilir. Genellikle hasar gördükten sonrasında yan etkisinde bırakır görülür. Ne kadar içerseniz hasar o kadar oldukça olur. Sindirim sistemindeki dokulara zarar verebilir ve bağırsakların yemekleri sindirip besin maddelerini ve vitaminleri emmesini önleyebilir. Bu konum, yetersiz beslenme ile sonuçlanabilir. Aşırı alkol tüketiminin hazım sistemi üstündeki etkileri şunlardır; gastrit, şişkinlik, karında dolgunluk hissi, ishal ve ağrılı dışkı.

Kanser: Aşırı derecede alkol alan insanlarda ülser yada hemoroit (dehidrasyon şu demek oluyor ki sıvı kaybı ve kabızlık nedeniyle) görülme riski fazladır. Tehlikeli iç kanamalara yol açabilir. Ülser, erken tanı konulmazsa ve tedavi edilmezse ölümcüldür. Çok alkol tüketen insanoğlu kanser riski altındadır. Sık alkol alan kişilerin ağzında, boğazında, yemek borusunda, kolonunda ve karaciğerde kanser gelişme olasılığı daha yüksektir. Alkolik kadınların göğüs kanserine yakalanma riski fazladır. Hem alkol bununla birlikte sigara içen insanlarda kanser riskleri daha da artar.

Kan dolaşım sistemi: Alkol, kalp ve akciğerlerinizi olumsuz etkiler. Kronik alkol kullananlar, içki içmeyen insanlardan daha çok kalp sorunları yaşar. Alkol alan hanımefendilerin kalp hastalığına yakalanma riski, erkeklerden daha yüksektir. Gıdalardan vitaminleri ve mineralleri emme güçlüğü, anemiye neden olabilir. Bu, alyuvar sayısının düşük olduğu bir durumdur. Aneminin en büyük semptomlarından biri de yorgunluktur. Alkolün kan dolaşım sistemi komplikasyonları şunları içerir; yüksek tansiyon, gayri muntazam kalp atışı, vücuda kan pompalama zorluğu, inme, kalp krizi ve kalp yetmeliği…

Cinsel esenlik ve üreme sağlığı: Alkol, erkek ve hanımefendiler için cinsi sorunların da tetikleyicisidir. Çok fazla alkol alan erkekler, ereksiyon bozukluğu yaşama eğilimindedir. Aşırı alkol, cinsel hormon üretimini önleyebilir ve eşeysel isteksizliğe yol açabilir. Kadınlarda adet döngülerini (menstrüasyon) geciktirebilir veya durdurabilir. Bu vaziyet kadınları kısırlık (infertilite) riski dibine sokar. Hamilelik döneminde oldukca alkol alan bayanlar; prematüre doğum, düşük veya ölü doğum riski taşır. Hamileyken alkol alan hanımefendiler, doğmamış çocuğunu risk dibine almış olur. Fetal alkol sendromu bozuklukları (FASD), ciddi bir kaygı kaynağıdır. Doğum sonrası bebeklerde; öğrenme zorluğu, uzun vadeli sıhhat sorunları, romantik problemler, fiziksel inkişaf anormallikleri oluşturabilir.

İskelet ve kas sistemi: Uzun süreli alkol kullanımı, vücudun, kemikleri güçlü tutmasına engel olabilir. İncelen kemikler, düşmelerde yada ufak darbelerde kolayca kırılabilir. Kemik kırıkları, daha yavaş iyileşir. Alkol hem de kas güçsüzlüğü, kramplar ve kas küçülmelerine (atrofi) yol açabilir.

Bağışıklık sistemi: Vücudun organik bağışıklık sistemini negatif etkisinde bırakır. Bu, vücudun istilacı mikroplar ve virüslere karşı mücadelesini zorlaştırır. Uzun zaman aşırı miktarda alkol alan insanlarda zatürree (pnömoni) ve tüberküloz görülme eğilimi fazladır. Dünyadaki tüm tüberküloz vakalarının yüzde 10’u alkol tüketimine bağlıdır.

Bunları Biliyor musunuz?
Boşanmaların yüzde 80’i, trafik kazalarının yüzde 70’i, aile içi şiddetin yüzde 70’i, işten çıkarmaların yüzde 60’ı, tecavüz vakalarının yüzde 50’si, cinayetlerin yüzde 5’i alkolle bağlantılıdır.
Davranış bozuklukları, halüsinasyonlar, elektrik transferlerinde kesintiler, konuşma bozuklukları, bitkinlik, akciğer enfeksiyonları, hormon bozuklukları, kısırlık, eşeysel işlev bozuklukları, kemik incelmesi, eklem ve kas sorunları, diyabet, ayaklarda uyuşma alkolün sebep olduğu en bariz sorunlardır.
Alkolün vücuda ve sosyal yaşama verdiği zararlar dikkate alındığında uyuşturucu maddelerden daha büyük zararları olduğu belirtiliyor.
Emziren bir hanım alkol almaya başladıktan ortalama 30 ila 60 dakika sonrasında anne sütündeki alkol miktarı maksimum düzeye ulaşır. Sütteki alkol düzeyi ile anne kanındaki alkol birbirine paralel olarak artar.
OECD’ye gore, dünya genelinde kişi başı ortalama 6 litre alkol tüketiliyor. Ayrıca, alkol kullananların yüzde 20’si alkol bağımlısı…
Dünyada en fazlaca alkol tüketen ülke olan Estonya’da kişi başı alkol tüketimi 12 litrenin üzerindedir. Alkol tüketiminde ikinci sırada Avusturya, üçüncü sırada da Fransa yer ediniyor.
Türkiye, alkol tüketiminde 34. Sırada; şahıs başı alkol tüketimi 1,6 litre…
Türkiye’de alkolün en fazla tüketildiği iller sırası ile; Edirne, Muğla, Tekirdağ, Tunceli, Antalya, Aydın ve İzmir’dir.
Alkol tüketimini önleyemeyen birçok Avrupa ülkesinde televizyonlarda ve radyolarda gösterilen reklamlarda alkol yasağı bulunuyor.
Alkol firmalarının spor ve gençlik etkinliklerinde reklâm ve sponsorluk yöntemiyle faaliyetlerde bulunmasının çocuklarda ve gençlerde alkol kullanım oranlarını artırdığı anlatım ediliyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

sohbet odaları chat odaları mobil odaları sohbet odaları